EKONOMİDE DEVALÜASYON

Yazılar 17 Eyl 2019

DEVALÜASYON NEDİR?


Devalüasyon, bir ülkenin parasının değerinin başka bir para birimine, para birimi grubuna veya para birimi standardına göre kasıtlı olarak düşürülmesidir. Sabit döviz kuru veya yarı sabit döviz kuru olan ülkeler bu para politikasını kullanırlar. Bir para birimini devalüe etmek, bir ülkenin ihracatının maliyetini düşürür ve ticaret açığının azaltılmasına yardımcı olabilir.


DEVALÜASYONUN SEBEPLERİ


Devalüasyon, bir ülkenin ihracatının maliyetini düşürerek küresel pazarda daha rekabetçi olmalarını sağlarken ithalatların maliyetini artırır. Bu nedenle yerli tüketicilerin onları satın alma olasılıkları daha düşüktür. Yani yerli işletmeler daha da güçlenir. Devalüasyonla birlikte ihracat arttığı ve ithalat azaldığı için ticaret açığı azalır.

Zayıf bir yerel para birimi, ülkenin ihracatını küresel pazarlarda daha rekabetçi hale getirir ve aynı anda ithalatını da daha pahalı hale getirir. Yüksek ihracat hacimleri ekonomik büyümeyi teşvik ederken, pahalı ithalat da benzer bir etkiye sahiptir çünkü tüketiciler ithal ürünler yerine yerel alternatifleri tercih etmektedir. Ticaret açısından bu iyileşme, genellikle daha düşük cari işlemler açığı (veya daha büyük cari işlemler fazlası), daha yüksek istihdam ve daha hızlı gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) büyümesi anlamına gelir.

Genellikle yerel para biriminin değerini düşürmeyi teşvik edici para politikalar, ülkenin sermaye ve konut piyasaları üzerinde de olumlu bir etkiye sahiptir. Bu da iç tüketimi arttırır. Fakat unutulmamalı ki stratejik para devalüasyonunun her zaman işe yaramayabilir ve dahası uluslararası bir 'döviz savaşı' yaratabilir.

Küresel para birimleri altın standardını bıraktığından ve döviz kurlarının birbirleriyle serbestçe alışveriş yapabilmesine izin verdiğinden beri, sadece dahil olan ülke vatandaşlarına zarar vermeyen, aynı zamanda dünya genelinde birçok para birimi devalüasyonu gerçekleşmiştir. Peki ülkeler neden paralarını devalüe ediyor?

Şimdi gelin bir ülkenin devalüasyon politikasını izlemesinin üç ana nedenine bakalım:

  1. İhracatı Artırmak
    Bir dünya pazarında, bir ülkenin mallarının diğer tüm ülkelerin ürünleriyle rekabet etmesi gerekir. Amerika'daki otomobil üreticileri, Avrupa ve Japonya'daki otomobil üreticileriyle rekabet etmek zorundadır. Euronun değeri dolar karşısında düşerse, Avrupalı ​​üreticiler tarafından Amerika'da satılan otomobillerin fiyatı, dolar şeklinde daha ucuz olacaktır.
  2. Ticaret Açığını Azaltmak
    Devalüasyonla birlikte ihracat artarken ithalatlar azalır çünkü ihracatın maliyeti azalırken ithalat fiyatları da ters yönde artacaktır. İhracat artarken ithalatın azalması da ticari açığı düşürecek bir etkiye sahiptir.

    Devalüasyon potansiyel olarak kötü bir etki de yaratabilir. Yerel para değersizleştiğinde ülkelerin dış borcu artar. Yani yerel para biriminde fiyatlandırılan borç ve krediler normalinden daha yüksek olur. Bu, çok sayıda dolar ve euro cinsinden borç alan Hindistan veya Arjantin gibi gelişmekte olan ülkeler için büyük bir sorundur. Sonuç olarak dış borçların ödenmesi zorlaşabilir ve ülke vatandaşlarının yerel para birimlerine olan güveni azalabilir.
  3. Devletin Borç Yükünü Azaltmak
    Devletin çok fazla borcu varsa, hükümet devalüasyon politikasını teşvik edilebilir. Borç ödemeleri sabitse, daha düşük bir para birimi bu ödemeleri zamanla etkili bir şekilde daha ucuz hale getirir.

    Dünyadaki çoğu ülke bir şekilde ödenmemiş bir borca ​​sahip olduğundan, devalüasyon para savaşı başlatabilir. Bu taktik, söz konusu ülkenin çok fazla yabancı tahvil bulundurması durumunda da başarısız olacaktır, çünkü bu faiz ödemelerini nispeten daha pahalı hale getirecektir.


DEVALÜASYON NASIL YAPILIR?


Devalüasyonun nasıl yapıldığını ve nasıl sonuçları olduğunu sizlere örneklerle açıklayalım:

Mısır, ABD doları cinsinden karaborsa ticaretinin baskısı altında kaldı. Bu da ülkede gelişen döviz sıkıntısının ardından başladı. Merkez Bankası, Mart 2016'da Mısır poundunu, karaborsa faaliyetlerini azaltmak için ABD dolarına kıyasla % 14 oranında düşürdü. Bir makaleye göre Uluslararası Para Fonu (IMF), Mısır'ın üç yıl boyunca 12 milyar dolarlık kredi almasına izin vermeden önce poundun devalüasyonunun gerekli olduğunu söyledi. Mısır borsası devalüasyona olumlu yanıt verdi. Ancak karaborsa, ABD dolarının Mısır pounduna düşürülmesine yol açarak Merkez Bankası'nı daha fazla harekete geçmeye zorladı.

2010 yılında Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega, dünyayı para savaşları konusunda uyardı. Bakan aynı zamanda yuanın değerlenmesi konusunda Çin ve ABD gibi anlaşmazlıkları olan ülkeleri uyarırken "para savaşları" terimini kullandı. arasındaki anlaşmazlığı tanımlamak için terimini kullandı. Bazı ülkeler para birimlerini devalüasyona zorlamazken bu ülkelerin para ve maliye politikaları da aynı etkiyi gösterebilir. Bunu yapmalarının sebebi ise küresel ticarette rekabetçi olmak ve yabancı yatırımcları çekerek yatırıma teşvik etmek içindir.

5 Ağustos 2019 tarihinde, Çin Halk Bankası, on yıldan fazla bir süredir ilk kez yuanın günlük kur oranını dolar başına 7 olarak belirledi. Bu, Trump yönetimi tarafından uygulanan 300 milyar dolarlık Çin ithalatının % 10'luk yeni tarifelerine cevaben, 1 Eylül 2019'da yürürlüğe girmeye başlamıştır. Trump yönetimi, Çin'i "para manipülatörü" olarak etiketledi.

Çin, kendisini küresel piyasada daha baskın bir güç yapmaya çalışarak sessizce devalüasyon yapmakla suçlandı. Bazıları da Çin'i 2016 yılındaki seçimlerden sonra gizlice devalüasyon yaptığı ve bunu yaparken ABD ile işbirliği yaptığı konusunda suçladı. Bununla birlikte,  ABD Başkanı Donald Trump göreve başladıktan sonra, kısmen Çin'i ucuz olan Çin mallarına gümrük vergisi koymakla tehdit etti. Bazıları bunun ABD’nin ilerlemesini sürdürmesi durumunda Çin’i daha agresif alternatifler gözetecek bir konuma sokan bir ticaret savaşına yol açabileceğinden korkarken son gelişmelerle birlikte görüldü ki ABD-Çin arasındaki vergi gerginliği küresel piyasaları etkileyen büyük bir ticaret savaşına dönüştü. ABD-Çin ticaret savaşındaki en son gelişmeleri öğrenmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Geçmişte Çin bu tip iddiaları reddetmişti. İronik olan durum ise ABD hükümetinin Çin’i yuanı devalüe etmeye zorlamasıdır. ABD hükümeti yuanın Çin için uluslararası ticarette adaletsiz bir avantaj sağladığını savunuyordu.

Parasal devalüasyonlar, global piyasaların zarar görmesine veya durgunluk (resesyon) kazanmasına neden olabilecek bir belirsizlik yaratabilirler. Ülkeler kendi para birimlerini devalüe ederek para savaşı gibi bir duruma yol açarak kazanmaya çalışabilirler. Bu da iyiden çok daha fazla zarara yol açan çok tehlikeli bir kısır döngü yaratabilir. Ek olarak devalüasyonun her zaman faydalı olmadığını gösteren örneklerden birisi Brezilya'dır. Brezilya reali 2011'den bu yana düşüş gösterdi. Fakat sert para devalüasyonu ham petrol ve emtia fiyatlarının düşmesi gibi problemlerin önüne geçemedi. En sonunda da Brezilya ekonomisi oldukça ağır bir büyüme gösterdi.

Bir para birimini devalüe etmek cazip bir seçenek olabilirken, her şey gibi bu da olumsuz sonuçlar doğurabilir. İthalat fiyatının artırılması yerel sanayileri korur ancak rekabet baskısı olmadan sanayilerin verimliliklerini düşürebilir. İthalata kıyasla daha yüksek ihracat aynı zamanda daha yüksek gayri safi yurtiçi hasıla ve enflasyona yol açabilir. Enflasyon gerçekleşmesinin sebebi ise ithalatların normalden daha pahalı yapılmasıdır.

Kaynaklar:

www.investopedia.com
www.britannica.com