ALTIN ve GÜMÜŞ ARASINDAKİ FARKLAR
Koronavirüs pandemisinde kıymetli madenlere olan talep arttı. Birçok kişi güvemli liman altına koşarken gümüş de yatırımcıların ilgisini çekmeyi başardı ve yüksek sayıda yatırımcıyı kendisine çekti.
Peki altın ve gümüş arasında kalan bir yatırımcı nelere dikkat etmeli? Hangi kıymetli madeni satın almak daha mantıklı? Altın ve gümüş arasında gerçekten büyük farklar var mı?
Tüm bu soruların cevabını öğrenmek için okumaya devam edin.
Altın ve Gümüşün Özellikleri
Öncelikle her ikisi de değerli metallerdir. Yani dünya üzerinde nadir olarak bulunurlar. Ancak altın ve gümüşe yatırım yapmak söz konusu olduğunda dikkat edilmesi gereken 5 önemli fark bulunmaktadır. Bu farkları bilmek portföyünüzü güçlendirmede yardımcı olacaktır. Hazırsanız başlayalım:
1.Fark: Gümüşün Volatilitesi Daha Yüksektir
Her yıl toplam yeni gümüş arzı 1 milyar onsa yakın seyreder. Yıllık altın arzı ise son dönemde 120 milyon ons civarında. Bu, gümüş piyasasının altından 8 kat daha büyük görünmesini sağlar. Ancak iki metal arasındaki fiyat farkının büyük olması nedeniyle bu durumun tam tersi doğrudur. Gümüşün düşük fiyatı, yıllık arzının değerini altından çok daha düşük tutar.
Mevcut fiyatlarla, yıllık altın arzı gümüşün 12 katıdır. Gümüş, altından daha küçük değildir. Ancak bireysel şirketlerin bir kısmı gümüşten çok daha değerlidir. Örnek vermek gerekirse; Apple, gümüşün yıllık değerinin 56 katı kadar büyüktür. Disney, gümüşten 15 kat daha değerlidir. Bu da gümüşün neden altından daha volatil olduğunu açıklıyor. Gümüş, altından veya diğer varlık sınıflarının çoğundan daha büyük bir etkiye sahip olmak için nispeten daha az miktarda para gerektiriyor.
Sonuç olarak, gümüş yükseliş günlerinde altından daha fazla yükselecek ve düşüş günlerinde altından daha fazla düşecektir. Elbette istisnalar da olabilir, ancak çoğu zaman bu şekilde fiyatlanmıştır.
Modern tarihin en büyük boğa ve ayı piyasalarından bazılarında altın ve gümüşün nasıl performans gösterdiğine dair bazı örnekler:
Yüzde bazında gümüşün boğa piyasalarında altından çok daha fazla yükseldiğini ve ayı piyasalarında altından çok daha fazla düştüğünü kolayca görebilirsiniz.
Gümüş fiyatlarını takip etmek için tıklayın.
2.Fark: Gümüş Daha Ucuzdur
ETF'ler veya vadeli işlem sözleşmeleri yerine fiziksel gümüş satın alırsanız, altının sunduğu avantajların aynısını yakalayabilirsiniz. Fiziksel gümüş yatırımı söz konusu olduğunda, gümüşün de altın gibi zor bir varlık olduğu söylenebilir. Altında olduğu gibi, fiziksel gümüş de bir paradır. Aynı zamanda fiziksel gümüşe sahip olmak, karşı taraf risklerinden de korur.
Gümüşün altına göre avantajı, altınla sahip olunan yatırım avantajlarının çok daha düşük bir maliyetle elde edilebilmesidir. Gümüşün "fakir adamın altını" olarak adlandırılmasının sebebi de budur. Sonuç olarak gümüş, bir yatırımcı için çok daha ekonomiktir.
Gümüşün düşük fiyatının satış avantajı da bulunur. Araba gibi yüksek fiyatlı varlıkları almak için altın bozdurmak daha mantıklıyken; telefon, günlük ihtiyaçlar, bilgisayar gibi daha düşük fiyatlı gereksinimlerin gümüş satışıyla karşılanması daha kolay ve mantıklıdır. Bu nedenle kenarda köşede gümüş olması ya da portföyde gümüş işe çeşitlilik sağlamak kulağa iyi geliyor.
Mutlaka Okuyun: Gümüş Yatırımı Nasıl Yapılır?
3.Fark: Gümüş Altına Göre Daha Fazla Depolama Alanı Gerektirir
Yukarıda özetlediğimiz tüm bu satın alınabilirlik avantajları gümüşü çok çekici bir metal yapar. Peki ya gümüş depolamak söz konusu olduğunda durum ne? Gelin bakalım.
Gümüş depolamak için altına göre çok daha fazla depolama alanı gerekir.
Saf gümüş, hacim olarak saf altından %84 daha büyüktür. Örneğin, 1000 TL değerindeki altınla aynı fiyattaki gümüşün fiziksel olarak kapladığı alan farklıdır. Gümüş, altından 128 kat daha fazla yer kaplar. Fazla yer kaplamanın yanında ağırlığı da daha fazla olduğundan gümüşü taşımak da pek kolay değildir.
Altınları yastık altında, dolapta veya çekmecelerde saklamak nispeten kolaydır. Fakat bu saklama kolaylığı gümüş için pek de geçerli değildir. Eğer profesyonel depolama alanlarında gümüş, altın gibi değerli metallerinizi saklamak isterseniz, özel depolama için aylık veya yıllık belirli ücretler ödemeniz gerekecektir. Bu da mali açıdan pek iyi olmayabilir.
Sonuç olarak; altın, gümüşten çok daha az depolama alanı gerektirir, depolanması daha ucuzdur, daha hafiftir, nakliyesi daha az zahmetlidir ve kararmaz. Gümüş depolamak ise daha fazla strateji, para ve emek gerektirir.
Altın fiyatlarını görmek için buraya tıklayın.
4.Fark: Gümüşün Kullanım Alanı Daha Fazladır
Altın arzının yaklaşık %12'si endüstriyel kullanımlara gidiyor. Ancak gümüşün benzersiz özellikleri nedeniyle, arzının %56'sı endüstride kullanılmaktadır. Elektronik ve tıbbi uygulamalardan pillere ve güneş panellerine kadar gümüş her alanda kullanılmaktadır.
Tüm metaller arasında gümüş en vazgeçilmez metaldir. Elektronik olarak en iletken ve yansıtıcı olandır. Bildiğimiz modern yaşam, gümüş olmadan var olamaz. Bu özelliği nedeniyle küresel ekonominin durumu gümüş talebi üzerinde altından daha büyük bir etkiye sahiptir. Bunun bir sonucu olarak gümüşün ekonomik kriz ve düşüşlere karşı çok daha hassas olması şaşırtıcı değildir.
Güçlü bir ekonomide gümüşün endüstriyel kullanımına yönelik talep yüksek olurken, resesyon veya deflasyonda bu talep zayıflar. (Resesyon Nedir?)
Altından farklı olarak, endüstriyel gümüşlerin çoğu tüketilir ve sonra bir daha kullanılmaz. Çünkü birçok üründe kullanılan ufak gümüşlerin geri dönüştürülmesi ve kullanılması ekonomik değildir. Yani, gümüş içeren bir ürün atıldığında, gümüş de ortadan kalkmış olur. Altında ise bu durum söz konusu değildir. Her yıl milyonlarca ons gümüş kaybedildiği için talebi karşılamak adına arzın sürekliliği gerekir.
Parasal veya finansal kriz sırasında, gümüşün parasal rolü tarihsel olarak fiyatı üzerinde endüstrideki rolünden daha fazla etkiye sahip olmuştur.
Gümüşün en azından başlangıçta iyi sonuç veremeyeceği tek ekonomik durum deflasyonist bir bunalımdır. Buna örnek olarak Büyük Buhran'ı verebiliriz. Bununla birlikte, ekonomik olarak zorlu dönemlerde hükümetlerin ve merkez bankalarının ekonomiyi ayakta tutmak için yüksek enflasyonist politikalar uygulayarak gümüşün rekora koşmasının önünü açabileceğini de unutmamak gerekir.
5.Fark: Gümüş Stokları Düşüyor, Altın Stokları Yükseliyor
Bu fark bir yatırımcı pek de önemli gibi görünmeyebilir. Fakat uzun vadede büyük sonuçlara yol açabilecek bir öneme sahip olduğu söylenebilir. Peki neden? Hükümetler ve diğer kurumlar büyük miktarda gümüş stoklarına sahiplerdi. Ancak bugün, çoğu hükümet ve kurum artık kıymetli metal stoklarına sahip değil. Günümüzde gümüş depolayan ülkeler arasında ABD, Hindistan ve Meksika bulunuyor.
1970'ten bu yana gümüş stokları keskin düşüş yaşadı. 1970 yılında gümüş stokları 350 milyon onsun üzerindeyken bu oran 2018 yılında 50 milyon onsun altına inmiştir.
Hükümetlerin çok fazla gümüş almamasının sebepleri arasında gümüşün artık madeni paralarda kullanılmaması bulunuyor. Çünkü gümüş, endüstride %56 oranında bir kullanım alanına sahip.
Altında ise durum tam tersi. Merkez bankaları, bünyelerinde 1.09 milyar onsun üzerinde altın tutuyor. Bankalarda bulunan altının çokluğu da satışları ve talebi de artırıyor. Fakat altına olan talep, gümüş için geçerli değil. Fakat küresel çapta gümüşe olan ihtiyaç herhangi bi sebeple artarsa, hükümetlerin küçük stoklarla bu ihtiyacı karşılayamaycağı da bir gerçek. Bu gerçekleşirse, piyasada gümüşe olan talep artarken gümüş fiyatları da artacaktır. Sonuç olarak, gümüş stokları altına kıyasla daha hassas bir konumdadır.